İlk görüşme

Stan, o gün ailesinden kalan 4 kişiyle beraber Hogsmeade gitti.Hogwartsın açılmasına daha çok vardı.
Aile bireyleri Stanin tehlike altında olduğunu bildikleri için Stanin yanından 1 dk bile ayrılmıyordu.
O sırada uzaktan Üç Süpürge gözüktü.Uzun bir süredir yürüyorlardı.Üç Süpürge yolun üstünde görülünce hiç birisi:
-Daha yolumuz çok yürümeliyiz! diyemedi.
Stan Üç Süpürgenin kapısından girdiğinde buram buram bira kokusuyla karşılaştı.
Burası çok kalabalık bir yerdi.Gördükleri ilk masaya oturdular.
Stan bu sırada çok değişik bir adam gördü.Yüzü çiziklerle ve yara izleriyle doluydu.
Stane doğru inanılmaz bir öfkeyle bakıyordu.
Kim di bu adam?Neden Stane öyle bakıyordu?

Tom okulda yapacak bir işi olmadığı için vakit geçiririm diye düşünerek Üç Süpürge'ye geldi. İçeri girdiğinde güzel bir koku ona ''Merhaba'' dercesine tütüyordu. Bir masada ara sıra Ortak Salon'da gördüğü Stan Gonk vardı ama yanında 4 kişi daha vardı. '' Heralde ailesi olmalı.'' diye düşündü Tom. Boş bir masa bulup oturdu ve bir tane kaymak birası istedi. İçeceğini beklerken kuytu köşedeki bir adam ilişti gözüne. Stan'e öfkeyle bakıyordu. Tom adamın iyi bir niyeti olmadığını tahmin edebiliyordu. Bütün bunları düşünürken kaymak birası geldi ve Tom en sevdiği içeceği mutlulukla yudumladı.

-Tommy! Nasılsın bakalım bu masaya gelsene konuşuruz.
Dedi Leonardo ardından Tommy ile konuşmaya başladılar.

Shelly için üç süpürge şirin bir mekandı. İçeriye girip boş bir masaya oturdu. Bir fincan sıcak çikolata iyi gelecekti. Sıcak çikolatasını beklerken İnsanları gözetlemeye koyuldu. Kenarda bir adam bir çocuğa kötü kötü bakıyordu. Çocuğun biri kitap okuyordu. Sıcak çikolatası gelince yavaşça bir yudum aldı.

Tom birisinin ona seslendiğini duydu. Arkasını dönünce Leonardo'nun ona el salladığını gördü. Birasını alıp onun yanına gitti. ''Selam Leo nasılsın? '' dedi
''İyiyim dostum. Bak şurda Stan oturuyor gördün mü? Seslenecektim ama yanında başkaları da vardı.'' ''Evet gördüm ama şu köşedeki adam Stan'e kötü kötü bakıyordu.'' dedi ve konuşmaları rutin bir şekilde devam etti.

John Sinirle Kafasındaki Düşünceleri Yokluyordu... Nerde Hata Yapmıştı? Neden Onu Bulamadı? Bunları Düşünürken Sıcak Bir Çikolata İçmek İçin Üç Süpürgeye Girdi...
Köşede Boş Bir Masa Kaparak Garsonu Çağırdı. "Sıcak Çikolata Lütfen" Dedi.Garson Birkaç Saniye Sonra Yanındaydı.Sıcak Çikolatasını Yudumladı Ve Derin Düşüncelere Daldı...

Onları Geldiği Gibi Burdan Çıkarmayıda Bilirim Seni Aşşağılık Herif! Buradan Ayrılma! Dışarıda Olacağım...
-Ha Buarada Cisimlenmeye Kalkışırsan Söylemedi Deme Seherbazlar Şuan Cisimlenmeleri Takip Ediyor Burda Kalman Yararına Olur... John Dışarı Çıkar Biraz Temiz Hava Alır Ve İçeri Girer...

Evlat Tam Zamanında! Ben Bir Seherbazım! Çabuk Tüm Öğrencileri Ve Aileni Toplayıp Çıkın Buradan! Kimsenin Zarar Görmesini İstemiyorum Der Ve Ölümyiyenin Yanına Tekrar Gidip Oturur...

Aniden zar zor ilerleyen John içeri girdi.Ağzı açık şekilde onlara bakıyordu.Solda onu kurtaran seherbaz Bay Black'i gördü.Yanına koştu ve:
-İyi misiniz Bay Black?

Black ona çıkın demişti.Fakat çıkmalı mıydı kalmalı mıydı?John'a yardım etme duygusayla asayı yöneltip:
-Bubbles!,dedi.
Çıkardığı köpükler görmeyi zorlaştırdı.John'u tutup:
-Kalkın efendim!Hızlı olmalısınız,dedi.

John Acı İçinde Kıvranıyordu... Artık Ona Bir Mucize Gerekti... Ya Biri Ona Yardım Edecek Yada Seherbazların Erken Gelmesini Ümit Edecekti...

John ne yapacağını anlamadı.Ölümyiyenler ortadan kaybolmuştu.Tek bir çaresi vardı.Havada kıvılcımlar çıkartmalıydı.Bu büyü onun için zordu.Ama öğrenmişti.Black için bunu yapacaktı.Asasını kaldırdı ve dışarıya çıktı:
-Perecium,dedi.
Çıkardığı kıvılcım göğe ulaştı.